25 Nisan 2019 Perşembe



BOSNA HERSEK GEZİMİZ






2018 sonu ; canım @flypgs yine kampanya yapmış. Nereye gitsek acaba :) Vizesiz olsun, yakın olsun, bileti de ucuz olsun :) Sonuç: Bosna Hersek tabiki :)
Gezi Şubat ayında olduğu için açıkcası soğuk olur ve çocuklarla zor olur diye düşündük ve ikimiz gittik. Çocuklar da anneannede kaldılar :)


Giderken Asya'ya Bosna çocuklara uygun bir yer değil demiştik, döndükten sonra büyüyünce biz de gidelim mi diye sürekli soruyor :( Benim tatlı masum miniğim :)


BİRİNCİ GÜN:SARAYBOSNA




Bir cumartesi sabahı Sabiha'dan Bosna Hersek'in başkenti Saraybosna'ya 1,5 saatlik bir uçuşla başladı gezimiz. Havaalanından otele transfer ayarlamıştık(Tek yön:15 EUR) ,inişten sonra direk olarak otelimize eşyaları bıraktık. Biz http://librishotel.com/ 'de kaldık. Çok da memnun kaldık, odalar temiz ve kahvaltısı da güzeldi.


Saraybosna'da oteller genel olarak uygun fiyatlı, yiyecek içecek de öyle. Biz gittiğimizde onların paraları olan Bosna Markı (KM) TL'ye göre 3 kat değerliydi. 1 EUR=2 KM olarak sabitlenmiş. Dükkanların hepsi EUR kabul etmeyeceği için paranızı KM'ye çevirmeniz daha doğru olacaktır diye düşünüyorum. Tabi harcadıkça çevirmek daha mantıklı, zira ülkeden ayrılırken elinizde KM kalırsa bir işe yaramayacaktır. Sebilin hemen karşısında merkezde döviz bürosu var pazar günleri de açık. Biz bu bilgileri otel görevlisinden aldıktan sonra hemen merkeze doğru yola çıktık. Otel şehrin merkezi olan Başçarşıya 5 dakika yürüme mesafesindeydi. Başçarşı Sebil'inde fotoğraf çektirdikten sonra sokakları arşınladık :)













Sonraki istikamet Bosna Savaşı'nda Bosnalıların hayatta kalmasını sağlayan Umut Tüneli idi. Savaşta şehre giriş çıkışlar kapatıldığı için Havalimanı'ndan şehir içine 800 m. uzunluğunda bir tünel kazılmış. Umut Tüneline gitmek için Başçarşı'dan 3 nolu tramway hattına binip İlidza'da (son durak) inmeniz gerekiyor. İndikten sonra taksiyle gidebilirsiniz. Taksi bizden 15 Km aldı. Dönüşte ise oradaki köyde oturan bir korsan taksi getirdi bizi İlidza'ya 12 Km'ye :) Tünelin bir kısmı ziyaretçilere açık gezebiliyorsunuz. Ayakta durulamıyor. 20. yüzyılda Avrupa'nın ortasında böyle bir savaş yaşanması kimsenin ses çıkarmaması inanılmaz gerçekten :( Müze çok küçük, fazla bir beklenti olmasın ama savaşın izlerini görmek için gidilebilir.





Gezinin ardından yine Başçarşı civarına döndük ve yeni sokakları keşfettik. Kullanılan tramwayların dışı ve içi :) Konyanın reklamı var tramwayın üstünde. Zaten Bosna'da Osmanlı dışında Türkiye'nin izi de çok hissediliyor. Türkiye savaş sonrası Bosna'ya çok destek vermiş. Türkiye'den bağışlanan otobüsler var hatta bir otobüste Üsküdar Tepeüstü yazısı hala okunuyordu :)












                                                  Sacred Heart Of Jesus Katedrali:






Galatasaray'da oynamış eski bir futbolcu olan Tarık Hodziç'in Bosna'da açtığı köteci :)




Gazi Hüsrev Bey Camii avlusu:




Bosna'da Osmanlı'dan izler:



Sönmeyen Ateş Anıtı, savaş hiç bir zaman unutulmasın diye sürekli yanan bir ateş var.





Inat Kuca (Inat evi) , bu evin çok değişik bir hikayesi var:19. yy'da Avusturya-Macaristan İmparatorluğu Bosna'yı fethedince nehir kıyısına modern binalar yapmak istemiş. Inat Kuca'nın sahibini bir türlü ikna edememişler. En son evin tamamının nehrin karşısına taşınması konusunda anlaşıp olayı çözmüşler :)




Latin Köprüsü: Hani öğremin hayatımızda 1. Dünya Savaşı'nın nedenleri adı altında ezberlediğimiz; bir Sırp milliyetçisinin Avusturya-Macaristan İmparatorluğu varisini öldürmesi olayı işte bu köprüde gerçekleşmiş. Bütün dünyayaı etkileyen bir olayın geçtiği yere ayak basmak gerçekten çok değişik :)


Köprünün gündüz resimleri:



İKİNCİ GÜN: MOSTAR

Bosna'ya gelip de Mostar'ı görmeden olmazdı. Sabah erkenden Otogar'dan otobüsle Mostar'a doğru yola çıktık. Otobüs bileti kişi başı tek yön 21 KM .Saraybosna-Mostar arası yolculukta manzara muhteşem, herhalde dünya üzerindeki en güzel güzergahlardan birisi.


Saraybosna'daki soğuk havaya rağmen Mostar'da bizi çok güzel güneşli bir hava karşıladı. Şehrin iki yakasını birleştiren Mostar Köprüsü Kanuni Sultan Süleyman zamanında yapılmış. Bosna savaşında atılan toplarla zarar görüp yıkılan köprü, savaş sonrası Türkiye'nin de katkılarıyla yeniden inşa edilmiş. Mostar çok huzurlu bir şehir. Biz pazar günü gitmiştik öğle ezanıyla kilise çanları aynı anda çalmaya başladı. Her iki dine ait değerlerin bir arada olması ne kadar da güzel. Buralarda komşunun komşuyu öldürdüğünü bilmek gerçekten üzücü :(






Mostar'dan içi açıcı görüntüler:














                                             
                                                   Mostar'daki Türk Başkonsolosluğu








Çok güzel bir günün ardından yine otobüsle dönüş yoluna geçtik. Giderken tramwayla şehirden otogara gitmiştik. Bu sefer Otogardan şehre yürüdük :) sokakları geze geze. Şehrin merkezine giderken solda daha önce dikkatimizi çekmiş olan parka yakından bakma şansımız oldu. Parkta açık alanda mezarlık var. Yakına gidip okuyunca anladık ki Bosna savaşında ölen çocukların mezarlarıymış :(




Ölen çocukların isimleri ve onlar için yapılan anıt.





İnsanlığın bittiğinin resmi işte bu :( Bu görüntülerden etkilenmemek mümkün değil :(
Bosna zaten genel olarak çok hüzünlü bir ülke. Çok yakın bir zamanda savaş yaşadığı için Saraybosna'nın her yerinde bu hüzün hissediliyor :(



BOSNA'DA NE YENİR:




Bosna'nın yemek kültürü bizimle çok benzer ve fiyatlar gerçekten makul.






Buregdzinica-Börek : Biz Başçarşı ara sokaktaki "Buregdzinica Sac"a gittik.Börekler odun ateşinde közün içinde pişiyor. Mis gibi :) Yağlı da değildi tadı gayet yerindeydi, yanında yoğurtla servis ediliyor. 1,5 porsiyon börek ikimize yetti fiyatı 6 KM.














Cevapcici-Köfte:

Köfte pide içinde soğan eşliğinde servis ediliyor. Çok lezzetli :)Fiyatı 6-8 KM civarı.















Begova Soup:


Bir nevi sebze çorbası. İçinde minik bamyalar da var. Lezzetliydi.





Klepe-Mantı: Bizim mantıya benziyor, hamuru daha büyük ve salçalı sosla pişiyor.Lezzetliydi




Hurmasice-Hurma Tatlısı: Bizim kalburastıya benziyor. Çok şekerli geldi. Bizde daha güzel yapılıyor bence :)



Bosanska Kafa-Bosna Kahvesi: Türk kahvesinden biraz daha yumuşak içimli. Yanında hem kıtlama şeker hem de lokum ile servis ediliyor.Şeker komasına girmek garanti :)






Son izlenim : Millet çıkın çıkın gidin :) Ucuz bilet bulduğunuz anda atlayın hemen. Vize derdi yok, otel yemekler makul fiyatlarda. bol bol yer içersiniz. Bir dahaki yazılarda görüşmek dileğiyle :) Sevgiler, saygılar :)