5 Şubat 2018 Pazartesi

GAZİANTEP GEZİMİZ






KASIM 2017




Uzun süredir Gaziantep'e gitmek istiyorduk. Gezinin amacı tabiki yemek , içmek ve bir daha yemek :) Cumartesi gidiş  pazartesi dönüş biletlerimizi aldık. Bir kaç hafta öncesinden hayallerimizi kurmaya başladık ve önceki hafta da çok ağır şeyler yememeye çalıştık.. Eee mideyi geziye hazırlamak gerekiyor :)
Öğlen saatlerinde AHL'den yola çıktık yaklaşık 1,5 saatlik yolculuk sonrası Antep'e indik. Şehre ulaşım Havaşla sağlanıyor. Otelimiz eski mahallerden Bey Mahallesi'ndeydi, adı Melek Lara Butik Otel.
http://www.meleklarabutikotel.com/
Eski bir konağı elden geçirip otel yapmışlar çok da güzel olmuş :) Hem atmosfer çok iyiydi hem hizmet hem kahvaltı :) Kesinlikle tavsiyemdir.
Oda kahvaltı gecelik 170 TL idi. Oda da gayet ferah ve genişti. Biz çift kişilk yatakla tek kişilik yatağı birleştirip 4 'ümüz birlikte yattık. Çok eğlenceliydi :)






İlk akşam otele eşyalarımızı bırakıp hemen yemeğe çıktık. Otel çalışanları bize Bey Mahallesindeki Kadir Ustayı tavsiye ettiler. İkramlar, hizmet, lezzet gayet güzeldi.  Kendimizi kaybedip menüdeki neredeyse her şeyden ısmarladık :) Bazıları tadımlık tabi:)




Harika tadıyla Beyran :) Beyranı ilk defa içtik ama çok beğendik. Acıydı tabiki ama tadı muhteşemdi. Asya'ya da mercimek çorbası aldık, çorbasının içine beyranın etlerinden koydum acı acı deyip yedi valla :)





Karışık kebap; küşleme efsaneydi :)




Yemekten sonra tatlı yemek için merkeze yürüdük. Bey Mahallesi merkeze yürüyerek 10 dk mesafede. Biz Tahmis Baklavacısına gittik. Havuç dilim baklava ve normal baklava aldık. Fıstıklı baklava yani :) Zaten Antepte cevizli baklava bulunmuyor sanırım, eee fıstık cenneti olduğu için :)




 Tatlı sonrası yine Bey Mahallesindeki Papirüs Kafeye gittik. Papirüs Kafe eski bir Ermeni konağı. Konağın avlusunda çay, kahve içebiliyorsunuz. Ayrıca yukarıdaki odaları dolaşabiliyorsunuz, hatta görevli konağın geçmişi hakkında çok güzel bilgiler veriyor. Şarjımız bittiği için malesef fotoğraf çekemedik :(


İKİNCİ GÜN:

Uyandığımızda oda manzaramız :)





Kahvaltı aslında konağın avlusunda veriliyor ama Kasım ayı olduğundan hava biraz soğuktu o yüzden iç salona kurmuşlar masaları






Veee işte enfes kahvaltı :) Her şey gerçekten çok lezzetliydi. Ciğer biraz acıydı sadece , tabi bize acı geldi büyük ihtimalle Anteplilere acı değildir :) Bu arada kahvaltı Asya için çok uygun değildi. Ayrıca haşlama yumurta talep ettik, kırmadılar sağolsunlar. Zaten çok yiyen bir çocuk değil, idare ettik :)





Güzel kahvaltı sonrası istikamet Zeugma Mozaik Müzesi oldu. Otelimizden taksiyle gittik. Kesinlikle tavsiyemdir , gezip görün. Aslında Gaziantep'in Nizip ilçesinde Birecik Baraj Gölü kıyısında bulunan Zeugma Antik Kenti'nden çıkarılan mozaikler Gaziantep merkezinin yakınındaki müzede sergileniyor. Müze giriş ücreti 15 TL , çocuklar ücretsiz. Müzekartla ücretsiz girebiliyorsunuz.











Ünlü Çingene Kızı Mozaiği korunaklı bir kısımda sergileniyor.





Müzeye yakın bir Halil Usta varmış herkesin methettiği, ama Pazar günü açık olmadığı için malesef gidemedik :(

Buralara kadar gelmişken acaba bir de Halfeti'ye mi gitsek diye düşünmüştük :) Halfeti aslında Şanlıurfa'ya bağlı ama Gaziantep'e daha yakın.Gözümüzü karartıp gitmeye karar verdik. Müzeden otogara gittik. Gaziantep otogardan önce Birecik minibüslerine biniyorsunuz sonra minibüs şöförü sizi Birecik-Halfeti minibüsünün orada indiriyor. Sonra da Halfeti'ye gidiyorsunuz. Allahım böyle bir manzara böyle bir güzellik yok.




Halfeti dünyadaki sakin şehirlerden biri seçilmiş (Cittaslow) Yerleşim yerlerinin bir çoğu sular altında kaldığı için su kıyısından daha içerde Yeni Halfeti adı altında bir yerleşim yeri kurulmuş. Bizim gezimizin amacı tabiki Eski Halfetiyi görmek. Tekne turlarıyla Fırat nehri üzerinde dolaşabiliyorsunuz. Biz de atladık bir tekneye. Kişi başı 15 TL verdik. Hatta yanımızda nakit para kalmamıştı (dönüş yol parası dışında)  kredi kartıyla da ödeme aldılar. Çok çok güzel görüntüler yakaladık turda.





Sular altında kalan ünlü Cami




 Yalnız teknede bangır bangır müzik acayip rahatsız etti, yavaş şehir seçilen Halfeti'de teknelerde hiç de yavaş değil hayat :(

Tekneden indikten sonra dönüş yoluna geçtik, yolculuk çok yorucu geçti ama değdi mi değdi bence :) Akşamüstü Gaziantep'e vardık. Otogardan direk olarak taksiyle İmam Çağdaş'a gittik. Zaten Pazar günleri Gaziantep'te bir çok yer kapalı buna kebapçılar, tatlıcılar dahil :( İmam Çağdaşı aslında merak ediyorduk biraz da mecburiyetten gitmiş olduk . Bir kere çok kalabalık, hijyen denen bir şey yok. Sanki fast food restauranında gibisiniz. Yemekler lezzetliydi. Ali Nazik çok güzeldi. Ama genel olarak hiç hiç sevmedik :(










                                                        Ayran içen miniğim Asyam :)










Yemeğimizi bitirip bir an önce kaçmak istedik İmam Çağdaştan tatlı için başka bir yere gidelim dedik, o yüzden istikamet yine merkez.. Yalnız tabi her yer kapalıydı :( Güllüoğlu'na gittik aslında çok da tercih etmeyerek. Ama güzeldi gayet. Ortam da müsait olunca bir süre oturduk. Çalışanlarla sohbet ettik, çok ilgilendiler.Hatta kafenin üst katı da Güllüoğlu Oteli. Asya'nın altını lobide değiştirdim :)






Dükkanda aile büyüklerinin resimleri asılı





Gezi defteri tutan Kaan gezi izlenimlerini yazıyor :)







Tüm gün dolaşmaktan yorulmuştuk artık otelimize gitmeye karar verdik. Sabah kahvaltı yaptığımız salonda tavla oynadık ailecek. Otel çalışanları çay servisi de yaptılar sağolsunlar. Ve bu ikramdan hiç bir ücret almadılar.


ÜÇÜNCÜ GÜN

Uçağımız pazartesi günü 16:45'te olduğu için gezecek zamanımız vardı. Zaten çocuklar olduğu için sabah erken kalkılıyor. Biz de erkenden kalkıp kahvaltımızı ettik, odamızı boşalttık, bavulumuzu lobiye bırakıp bu sefer şehir merkezinde gezelim dedik. Pazartesi günü de müzeler kapalı olduğu için hiç bir müzeye giremedik :( Ama zaten aklımızda başka bir yer vardı. Katmerci Zekeriya Usta :) Böyle bir lezzet gerçekten yok.. İstanbul'da yediklerimizle alakası yok.. Lezzetinden öte çalışanların ilgisi muhteşemdi. Zekeriya Usta 90'lı yaşlarında ama hala dükkanında kasada oturuyor. Oğlu Mehmet Usta bıkmadan usanmadan her gelene katmerin yapılışını anlatıyor. Türk turizminin böyle işini seven güleryüzlü kişilere çok ihtiyacı var.




Yeni ustalar da yetişiyor :)




İşte efsane katmer:)




Katmerlerimizi yeyip gönlümüzü de mutlu ettikten sonra kısa bir tur attık. Turumuzdan manzaralar :)



Gaziantep Kalesi



Gaziantep'te El sanatları ölmemiş. Çok da güzel olmuş



Hatıra olsun diye bakır  cezvemizi aldık:)




Kapanışı ise tarihi Tahmis Kahvesinde yaptık. Zahter çayı içip tavla oynadık. Ortam çok güzel çay lezzetli :)





Aklımızda güzel anılar ve lezzetlerle bir yolculuğun daha sonuna gelmiştik. Teşekkürler sevgili Gaziantep :)