31 Ağustos 2016 Çarşamba

DATÇA / HAYITBÜKÜ



Veee yaz tatili zamanı sonunda geldi:) Kaan Didim'de olduğu için ilk istikamet İzmir havaalanı aracılığıyla Didim oldu. Özel turizm şirketleri İzmir Havaalanından Didim'e (evin önüne kadar) servis koyduğu için bir kaç senedir Didim'e gitmek epey kolaylaştı. Uçak saatine göre günün belli saatlerinde servisler var.


Didimde 2 gün kalıp bir gününde tekne turu yaptıktan sonra Pazartesi günü iki çocuk düştük yollara :) İstikamet ne zamandır gitmek istediğim Datça'ydı. 10 yaşındayken babamlarla gitmiştik ama nedense hiç bir şey hatırlamıyordum :(
Önce Didim'den Bodrum'a Bodrum'dan da feribotla Datça'ya. Bodrum Datça arası yaz boyunca karşılıklı 3-4 sefer mevcut. Yolculuk 2 saat sürüyor ama epey keyifli. Datça'ya gitmek isteyenler Bodrum havaalanını kullanabilirler. Onun dışında bir de Dalaman'dan gelinebilir. Ama o zaman önce Marmarise sonra oradan Datça'ya ulaşmak lazım. Bence Bodrum'dan gitmek daha mantıklı. Kaan sayesinde feribotta bir aileyle tanıştık, bu da eğlenen gölgelerimiz :)








Feribottan indikten sonra şehir içine ücretsiz götüren servisler mevcut. Servisle Datça Merkez'e geçtik. Aslında Datça Merkez de güzel ama biz Hayıtbükü'ne gitmeye karar vermiştik. Palamutbükü, Ovabükü, Hayıtbükü,Knidos Datça'nın birbirinden güzel koylarının adları. Tatil biraz daha uzun olsaydı 2 gün bir yerde 2 gün bir yerde de vakit geçirilebilirdi. Biz sakin bir tatil hayal ettiğimizden Hayıtbükü'nü seçmiştik.Bir de eski Datça denen yer var orası da çok güzelmiş , biz görmedik.
Şehir merkezinden bahsettiğim yerlere giden minibüsler mevcut. Fakat günde 4-5 kez falan var minibüs çok sık değil. Allahtan biz çok beklemedik, Hayıtbükü minibüsüne atladık :)
Datça'dan Hayıtbükü'ne giderken yollar çok dolambaçlı ama bir o kadar da güzel.. Ormanların içinden geçerek gidiyorsun. Sonra muhtesem bir manzarayla Hayıtbükü sizi karşılıyor. Minibüs şöförü konaklayacağınız otelin önünde sizi indiriyor. Otel dediysem öyle büyük 5 yıldızlı otel beklemeyin. Pansiyon ya da butik otel tarzı oteller var... İyi ki de öyle bakir kalabilmiş :)
Biz Hayıtbükü Ahşapevleri'nde kaldık. Hem bungalov hem de taşevlerde kalınabiliyor. Biz taşevi tercih ettik, daha serin olurmuş. gerçekten de klimasız çok rahat uyuduk gece.



Eşyalarımızı odaya atıp hemen üstümüzü değiştik ve sahile gittik. Tüm gün yollarda mahvolmuştuk attık kendimizi denize.. Sahil kenarı muhteşem, muhteşem :) Ağaçlar arasında , hem yeşil hem maviye doyuyorsun :) Deniz durgun ve ılıktı, çocuklar çok sevdi. Biz geç saatlerde gitmemize rağmen çok rahat şezlong bulduk. Şezlonglar ücretsiz. Kafelerden yeyip içerseniz yeyip içitiğinizi ödüyorsunuz sadece. Gayet sakindi sahil. 5 yıldız otellere bir sürü para veriyorsun sonra sabah şezlong kapabilmek için yarış yapıyorsun :(




Artık hava kararmak üzereydi otele gidip akşam yemeği için hazırlandık. Akşam yemeğini sahil kenarındaki restoranlardan birinde yedik. Yemek yediğimiz masa :)


Yemek sohbet muhabbetten sonra otelimize dönüp ertesi güne enerji depolamak için hemen uykuya geçtik :) Malum çocuklar küçük erken kalkıyoruz :) Uzun süredir bu kadar sessiz bir yerde uyumamıştım. Sabah heyecenla otelimizin bahçesine kahvaltıya gittik. Bahçe muhteşem mandalina ağaçları altına kurulan masalarda yeniyor yemekler. Kahvaltı özenle hazırlanmış, ürünlerin hepsi bahçeden koparılıp getirilmişti.Salatalık, biber, üzüm, kavun.. Tatları inanılmazdı :) Zeytinyağı ise bambaşka bir olaydı :) Kaanın bacağında şortundan yara olmuştu, ilaç sorduk yok ama size saf Zeytinyağı verelim geçirir dediler. Gerçekten de çok iyi geldi :) Kahvaltı masasına getirilen suyun içine bir gece önceden lime limon ve limon melisası koyuyorlar, suya bir aroma vermiş muhteşem :)



Kahvaltıdan sorna vakit kaybetmeden deniz kenarına indik. Deniz muhteşemdi yine :) tüm günü sahilde geçirdik. Öğle sıcağında sahil kıyısındaki çay bahçesindeydik. Gözleme ayran, çay, tavla :) Klasik yazlık havasında yani :) Akşamüstü otelimize döndük ve bu akşam da orada yiyebilm bari dedik. Çok da iyi yapmışız:) Akşam yemeğinde bahçeden toplanan bamya vardı..  Allahım o ne lezzet öyle :) Otelin sahibi Hakkı Bey pişiriyor yemekleri. Bir yerde bamya yeyip de bu kadar mutlu olacağımı düşünmezdim :) Mutfağa ben de girdim Asya için çorba pişirdim, yardımcı oldular sağolsunlar.. Kaan da köfte yedi ızgara çeşitleri de mevcut. Ve bir sürü meze :) Kabak çiçeği dolması, Sarımsaklı sarı kabak kızartması, semizotu cacığı, Kaya koruğu (oraya özgü bir otmuş) ve bahçeden toplanan malzemelerle muhteşem bir salata :)



Yine çok güzel bir uyku çektikten sonra sabah erkenden denize gittik. yine miss yine miss :) ve kimsecikler yoktu..


Sonrasında kahvaltımızı yaptık ve dönüş yoluna geçtik.. Otelin sahibesi bir gün daha kalın yetmez bu dese de anneannemizle dedemiz bekler dedik.. Dönerken Datça'nın merkezini de gezme şansımız oldu. Beklediğimden daha sakindi. Turizm sektörü gerçekten kötü durumda sanırım :(



Yine feribotla Bodrum'a geçtik. Orada da bir kaç saat vakit geçirdik. Yemek , tatlı yedik. Bodrum mandalinası gazozu içtik ki bayılırım:):):)



Yine görüşmek üzere deyip veda ettik güzelliklere.. Akşam saatlerinde Didim'e varmıştık. Anne evi konforuna da kavuşmuş olduk :) Ayy ne kadar lüks otel ne kadar güzel mekanlar olsa da bir süre sonra çocuklarla çok zor ev ortamı daha rahat oluyor :)


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder