8 Mayıs 2018 Salı

FENER-BALAT GEZİSİ


Alın size haftasonu İstanbul'da çocuklarla yapılabilecek güzel bir plan :)


Fener ve Balat tarih boyunca bir çok medeniyete ev sahipliği yapmış. Çok eski camiler ve kiliseler mevcut. Son dönemlerde bir çok dizi de oralarda çekildiği baya meşhur olmuş bir yer.


Biz Yusufpaşa tramway durağından Fatih'e doğru geçip yürüyerek gittik Balat'a. Fatih'ten denize doğru inince zaten ulaşıyorsunuz. Balat sokakları çok renkli :) Sokak aralarında çok çok güzel kafeler açılmış. Biz de bir tanesinde oturup kahve içip tatlı yedik. Tatlılar ev yapımı çok güzeldi.




                                                        Balat'tan sokak manzaraları :)




















Balat sokaklarında Asya ve Yücel :)


Kafede biraz dinlendikten sonra yollara düştük yine, istikamet Fener Rum Lisesi, nam-ı diğer kırmızı okul :) Yapı gerçekten muhteşem. Kapılar kapalı olduğu için dışarıdan görüp fotoğraf çektirdik. Okulun tek fotoğrafını çekebilmek için bir sürü insanın fotoğraf çektirmesini beklemek zorunda kaldık. Yani tamam da önünde fotoğraf çektirseniz ne olur be kardeşim :)



Sonrasında sahile doğru yürüdük, karşımıza denizin tam kıyısındaki Bulgar Kilisesi çıktı. Gerçekten çok güzel bir yapı, bu zamana kadar nasıl görmemişim bu binayı hayret ettim. Vefa Lisesi ve sonrasında İstanbul Üniversitesi mezunu biri olarak senelerim o civarlarda geçti ama Balat tarafına hiç gitmemişim :(




Kilisenin içi


Bir de poz veren miniklerden bir foto :)


Kiliseyi de gezdiktan sonra sahilden Fener tarafına geçtik. Ve bir sonraki durak Fener Rum Patrikhanesi. Ama sahilde o kadar güzel bir atölyeye rastladık ki fotoğraf çekmeden edemedim :)




                               İleride bir kafem olursa (ki hayalimdir) alttaki gibi masalar istiyorum :)



Fener Rum Patrikhanesi'ni gezdik. Mumumuzu yaktık :) İnandığımızdan değil tabi ama usul böyle napalım :)



                                                                 Kilisenin yan kapısı



Fener Rum Patrikhanesi'nden biraz ileride Gül Camii'ye gittik. Ama cami açık değildi sadece orada oturup dinlendik. Önünde banklar var ve altta da merdivenler. Merdivenlerin başından Gül Camii Sokak görüntüsü :) ve tatlı güzel kızım :)



Artık karnımız da acıkmıştı geldiğimiz yolu tekrar yürüyerek Balat Sahile döndük.  Ayvansaray'a doğru giderken sahilde solda Köfteci Arnavut'a girdik. Daha önce methini duymuştuk. Mekan çok küçük, çok eski bir bina. Bina da denir mi bilmiyorum tabi ama :)


Ekmek ve su Anadolu lokantaları usulü




Mekanda sadece çorba, köfte, piyaz ve Kıbrıs tatlısı var.Çayı bile dışardan söylüyorlar.


Köfte ve Piyaz:) Köfte yanmış gibi görünüyor ama inanın çok lezzetli. Piyaz da öyle. Bu arada onlar piyaza sirke koymuyorlarmış, masada var koyabilirsiniz dedi. Vallahi bence piyaz sirkesiz olmaz koydum tabiki :)



Biz orada otururken saat 4 civarıydı köfte bitti :) Gelenlere köftemiz bitti maalesef dediler.. 4'ü geçirmemek gerekli. Ha bir de kredi kartı geçmiyor haberiniz olsun nakit parayla gitmeniz gerekli.
 Biz 4 porsiyon köfte , 2 piyaz, 3 ayran aldık. Su ve ekmeğe para aldılar mı bilmiyorum. 85 TL tuttu.
Yemeği de yediğimize göre artık dönüş vakti gelmişti. Bize de kalan güzel bir günün anıları oldu. Bir de çocuklarla birlikte 20.000 adımı geçmiş olmanın mutluluğu :)







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder