11 Mayıs 2017 Perşembe

TRABZON-UZUNGÖL-AKÇAABAT GEZİMİZ


Nisan 2017


Trabzon'a küçükken gitmiştik fakat çok fazla bir detay hatırlamıyordum. Yücelle hep aklımızdaydı. Çocuklarla birlikte Cumartesi sabah uçuşuyla Trabzon Havalimanı'na indik, havalimanı şehir merkezine çok yakın, taksiyle gidebilirsiniz. Ya da çıkıştan 5 dakikalık yürüme mesafesinde dolmuş durağı var 2 tl'ye sizi şehir merkezine bırakıyor :) Merkeze gittikten sonra otelimizi bulup eşyalarımızı bıraktık. Biz Park Square Hotel'de kaldık. İlk gün Uzungöl'e gitmeye karar vermiştik. Trabzon merkezden Uzungöl'e günübirlik geziler düzenleyen tur şirketleri mevcut yalnız sabah 10 gibi kalkıyorlar. Tur fiyatı 50 TL. Ayrıca Çömlekçi denilen yerden günün belli saatlerinde otobüsler kalkıyor. Çömlekçi İstanbul'un Tahtakalesi gibi bir yer :) Otobüsle yaklaşık 2 saatte Uzungöl'e varıyorsunuz, tabi otobüs bir çok yerde durup yolcu indirip bindirdiği için bu kadar uzun sürüyor.En son Çaykara'da durduğunda yerel bir dükkandan mısır unu alma şansım oldu:)
Uzungöl'e ilk indiğimizde bizi otel ve restoranlardan çıkan mangal dumanı gibi bir duman karşılıyor :(



Güzel ülkemin güzel yerlerine illa da bir sürü otel ve ev mi yapılmak zorunda bunu malesef aklım almıyor :( Uzungöl son yıllarda Arap turistlerin de akınına uğradığı için bir çok otel yapılmış. Bir de Uzungöl Trabzon'a göre bayağı soğuk yanınıza kalın bir şeyler almayı unutmayın. Bu kadar olumsuzluğa rağmen Uzungöl çok muhteşem bir yer.. Havası , ormanları ağaçların renk geçişleri. Acayip huzur duyduk ve çok mutlu olduk. İyiki de gitmişiz.. Mutlaka gidilip görülmeli.










Gölün etrafını doya doya dolaşıp güzel havayı soluduktan sonra acıkmıştık:) Şeflerin yeri adlı bir restorana girdik. Tüm yöresel yemekleri neredeyse ısmarladık . Kara Lahana Çorbası,Mıhlama, Kaygana, Turşu Kavurma, Kara Lahana Sarması , Güveçte Kuru Fasülye.. Ben en çok mıhlamayı beğendim, o nasıl bir tat o nasıl bir peynir uzayışı muhteşemdi :)









 Yorucu ama çok güzel bir günün ardından aynı otobüslerle tekrar şehir merkezine döndük. Şehir merkezinde yöresel tatlı yiyebileceğimiz bir yer ararken tam da aradığımız mekanı bulduk :) Meşhur Hamsiköy sütlacı. Gerçi Hamsiköy'e gidememiştik ama :) Hem sütlaç hem de yanına koydukları fındığı tadı anlatılmaz yaşanır cinstendi :)






Artık otelimize gitmenin ve dinlenmenin vakti gelmişti. Otelde bir çift bir de tek kişilik yatak vardı. Biz iki yatağı da birleştirip kocaman bir yatak oluşturduk ve hep birlikte yattık :)
Çok eğlenceliydi :)

Pazar günü otelde kahvaltımızı ettikten sonra sırasıyla Trabzon Şehir Müzesi, Trabzon Müzesi, Ortahisar, Kanuni Evi, Atatürk Köşkü ve Ayasofya Müzesi'ni gezdik. Trabzon'da tarihe değerlere iyi sahip çıkılmış, takdir ettim. Bu bahsettiğim yerlerin hepsine ya yürüyerek ya da minibüsle ulaştık. Atatürk Köşkü'ne normalde otobüs dışında araç yokmuş. Biz uzun süre taksi aradık ama bulamadık Sanırım taksi pek kullanılmıyor bu şehirde :) Bir minibüse soralım bari dedik. Gelin götüreyim dedi :) biraz fazla ücret verince köşke kadar çıkarıyorlar sizi. Dönüşte de oradaki hediyelik eşya satan dükkana söylüyorsunuz yine bir minibüs sizi almaya geliyor :) Sistem çok güzel.


Şehir Müzesi'nde tütünün yapılış aşamalarını seyreden canım ailem :)


Trabzon Müzesi


Ortahisar Parkı. Şehrin içinden Ortahisar'a doğrı yürürken köprü altında her iki tarafa da çok güzel gezi alanı yapmışlar.


Kanuni Evi

Atatürk Köşkü


Ayasofya Müzesi bahçesinde koşturan minik Asyam :)



Ayasofya Müzesi tavanı. Ayasofya daha önceden kilise olduğu için girişte tavanda resimler var.


Sabahtan öğlene kadar şehir içinde bir çok yeri gezmiştik :) Trabzon merkezi ufak bir yer her yere de minibüslerle ulaşınca gezmek çok zamanımızı almadı. Artık istikamet Akçaabattı. Yanımızda köfte delisi bir Kaan olunca Akçaabat'a gidip köfte yememek olmazdı:) Bizim ailecek meşhur olan şeyi yerinde yemek gibi bir tutkumuz var.. Bunu çocuklara da aşılamak istiyoruz. Aslında Türkiye'nin her yerinde belki yiyebilirsiniz bu köfteyi ama biz gidip yerinde de yedik :) Biz sahildeki Cemil Usta'ya gittik .Her şey çok lezzetliydi :) Bu arada Asya uyuduğu için yemek yiyemedi. Biz de onun için pilav ve köfte paketlettik. Ahh yavrum yemeğini yiyemedi diye telaşa kapılmıyorum  hiç gezideyiz biraz relax olmalı :) Tabi Kaan'da böyle değildim. İkinci çocukta bir rahatlık geliyor, yoksa başetmek mümkün değil :)



Biz buradan çıkışta Laz böreği yemeye gideceğimiz için tatlı ısmarlamadık. Laz Böreği'ni çok merak ediyorduk. Fakat yemek sonrası sıcacık fındıklı baklava ikram edildi :) Allah'ım o ne güzel bir lezzettir. İyiki de ikram etmişler yoksa böyle bir tattan mahrum kalacaktık.

.Bir kısmı yendikten sonra fotografı çekilen fındıklı baklava :)




Sonra retauranttaki garsonun önerisiyle Laz böreği yemek için Nejla Hanım Ev tatlıları adlı mekana gittik. Nejla Hanım da oradaydı. Ama bizimle hiç ilgilenmedi, hizmet de o kadar iyi değildi bence.. Sanırım oraya gelip de yiyen kişi sayısı az daha çok dışarıya retoranlara çalışıyorlar. Çalışan bayanlar haldır haldır yufka açıyorlardı



Laz Böreği'nin tadına baktıktan sonra o fındıklı baklavadan daha fazla yeseydik diye de pişman olduk açıkcası. Laz Böreği bana göre bir lezzet değilmiş.. içindeki muhallebiden un tadı geliyordu. Unlu bakalava gibi bir şey yedik biz.. Belki başka yerlerde daha güzel yapıyor olabilirler.




Artık şehre geri dönmenin vakti gelmişti. Havalimanı'na gitmeden şehirden Trabzon ekmeği, fındık, helva aldık. Beton Helva diye bir mekan varmış helvası çok ünlüymüş. Gerçekten de lezzetli. Sonra otelimizden taksiyle havalimanına gidip şehirden ayrıldık :)
Bir dahaki gezilerde görüşmek dileğiyle :)


 






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder