14 Haziran 2017 Çarşamba




AMSTERDAM-HAARLEM GEZİMİZ


HAZİRAN 2017


Aslında hiç aklımızda yoktu. Önce vizemiz bitmeden bir yerlere gitsek mi demiştik, sonra vazgeçmiştik.Sonra olaylar şöyle gelişti :) Onur Air Ramazan Kampanyası yapmış :) Hemen Onur Air sayfası açılıp nerelere uçuyormuş bakalım dedim :) Kafama yatan tek yer Amsterdam oldu. Bilet fiyatını Yücel'e maille gönderdim. Al bence dedi :) Sonra anneyle telefon trafiği biz gitsek çocuklara bakabilir misin ricası ? Babam yazlığa gittiği için annem yalnız bakacaktı çocuklara.  Ben daha da yaşlanmadan gezin gezebildiğiniz kadar kızım dedi annem :)
Sonra hopppp bileti al:) Cuma sabah gidiş Pazar öğlen dönüş bileti aldım. Hatta işyerindeki bir arkadaşıma da aldırdım bilet :) Başkaları gezince de çok mutlu oluyorum ben :)
Ardından planlar planlar :) Eski işyerimden çok sevdiğim bir arkadaşım Amsterdam'da yaşıyor. Biz geliyoruz bir akşam görüşürüz yazdım. Sakın otel motel ayarlamayın mutlaka bende kalın dedi. Rahatsızlık vermek istemiyorduk. Ama sağolsun çok ısrar edince hayır diyemedim. Çok da iyi oldu onla da vakit geçirmiş olduk :)


Cuma sabah AHL'den Amsterdam Schiphol Havalimanı'na uçtuk. Yolculuğumuz çok rahat geçti. Seferi olduğumuz için oruç tutmadık tabi :) ama midemiz de zor alıştı bu duruma..
Havalimanı'na indikten sonra Amsterdam Centraal Station'a gitmek için tren bileti aldık. Tren biletlerini makinelerden de alabiliyorsunuz. Yarım saatte Centraal Station'a varmıştık :)






Centraal Station her şeyin gerçekten de merkezi konumunda. Şehir içine veya farklı ülkelere ulaşım hep buradan yapılmakta. Hollanda saatiyle 15:30 gibi merkezdeydik , hava da 22:00 civarı kararacaktı:) Daha çok vaktmiz vardı. Bavulumuzu istasyondaki emanetçiye bıraktık :) Hüseyin'in evine gidip bırakmaya kalksak çok vakit kaybedecektik çünkü:) ilk önce şehri güzelce görebilmek için kanal turu yapmaya karar vermiştik. İstasyondan hemen çıkınca bir çok şirketin turlarını görebilirsiniz.



 Biz bir tanesini seçtik ve bindik:) Kişibaşı 16 eur idi bizim katıldığımız tur. Türkçe anlatım da mevcuttu. Amsterdam'a giderseniz mutlaka kanal turu yapmalısınız şehrin ruhunu yakalamanıza yardımcı oluyor. Amsterdam'da her yer kanallarla çevrili. Adamlar yapmış resmen :) Çok güzel bir şehir kurmuşlar. Şehircilik açısından da bizden yüzyıllarca ilerideler :(




Kanallar üzerinde Boat Evler . Bu evlerde insanlar gerçekten de yaşıyor :)





Bir saatlik kanal turundan sonra İstasyondan Dam Square 'e doğru yola çıktık. Giderken sağda patatesçiler vardı. Biz orta boy patates aldık 4,95 eur idi. Ama iki kişiye çok çok yetiyor :) Acayip doyurucu ve çok lezzetliydi :)



Amsterdam'da çok ucuza karnınızı doyurabiliyorsunuz zaten. Atıştırmalık bir çok küçük restoran var. Hiç olmadı Simit Sarayı'na gidersiniz :) Bir de FEBO diye makineler var paranızı atıp hamburger vs alabiliyorsunuz. Sıcak sıcak hazırlanıyor.




Amsterdam'a giderken çok fazla plan yapmamıştık. Şuraya gidelim şunu da görelim vs diye.. Rahat olalım sokaklarda kaybola kaybola şehri keşfedelim istedik :) Ayrıca hiç müze de gezmedik. Bu seneki müze ve tarihi yer gezme kotamızı Roma'da doldurduk sanırım :)
İstasyon Dam Square arası çok yakın yürüyerek 5 -6 dakika sürüyor. Dam Meydanı, Amsterdam’daki birçok etkinliğin yapıldığı ve önemli aktivitelerin gerçekleştirildiği popüler bir meydan. Önemli tarihi yapılar da mevcut; Kraliyet Sarayı , Nieuwe Kerk Kilisesi, Madame Tussauds Müzesi; Ulusal Anıt.






                                                 Kraliyet Sarayı önünde Yücel :)






Ulusal Anıt'ın önünde klasik Esen pozum:)




Sonra yine yürüyerek Leidseplein'e gittik. Tekneyle geçtiğimiz yerlerden yürüdük :) Amsterdam'da bisiklet olayı o kadar yaygın ki herkes işine ,gezmeye bisikletle gidiyor. Kadınlar biri öne biri arkaya iki çocuğunu bisiklete atıp istediği yere gidiyor :) Her yerde de bisiklet parkları mevcut.





Sokaklarda geze geze acayip yorulmuş ve acıkmıştık. Güzel kafe tarzı bir yer bulduk. İşten çıkanlar da yavaş yavaş içkilerini yudumlamaya başlamıştı. Yurtdışında et yemek konusunda tereddütlerimiz var malum :) ama kafedeki kız öyle tatlıydı ki biz müslümanız domuz eti yemek istemiyoruz dedik. Ben tavuk Yücel de et söyledi. Ama ama :) ben uzun süredir böyle bir tavuk eti yemedim arkadaş :) Annelerimiz eskiden tavuğu alıp 3 saat pişirirlerdi ya öyle lezzetli bir tavuk :) Tabi hayvanları ahırlara kapamayıp serbestçe dolaştırdıkları için hem et hem de tavuk çok lezzetliydi . İki kişi yemek ve içecek 44,50 eur ödedik.









Artık yorulmuştuk saat de epey geç olmuştu. Merkez İstasyon'a dönüp bavulumuzu aldık ve tramwayla Hüseyin'in evine gittik. Tramway, otobüs, metro biletleri ortak. Tek kullanımlık, 1 günlük, 2 günlük vs opsiyonları mevcut. Biz 24 saat geçerli olanından aldık ilk kullanımda saatiniz başlıyor. Aslında Amstersdam'da müze de gezecekseniz I amsterdam City Card almanız mantıklı olacaktır. Kanal turunu da aynı kartla ücretsiz yapabiliyorsunuz



İkinci gün yine tramwayla Dam'a gittik. Yagmur yağıyordu şemsiyelerimizi aldık :) Kahvaltı sonrası Merkez İstasyona doğru yürüdük





İstikamet yel değirmenleri ile ünlü Zaanse Schans'dı. Centraal Station'un arka kısmından kalkan 391 nolu otobüslerle Zaanse'ye 45 dakikada ulaşabiliyorsunuz. Otobüs biletini durakta bekleyen görevlilerden alabiliyorsunuz. Gidiş dönüş 10 eur . Otobüsün geçtiği yerler de ayrı bir güzel :) Zaten Amsterdam'da her yer sessiz sakin huzur dolu..







Zaanse Schans alanına giriş ücretsiz. Alanın içinde müze de mevcut. Müzelere ve yel değirmenine giriş toplu olarak alırsanız 15 eur . Biz müze gezmeyeceğimiz için almadık. Ama yel değirmeninin içini merak ettik :) Giriş kişi başı 4 Eur. Yel değirmeninin yönünü değiştirmek için çarkı döndüren amca :) Ayakkabılar o ünlü Hollanda ayakkabılarından. Aaa bak adamın ayakkabısına dedim sonra bir baktım çıktı çarkı çeviriyor:) Ayakkabıların böyle bir işe yarayacağını düşünmemiştim :)




                        Bizim girdiğimiz yel değirmeni Boya üreten bir yel değirmeniymiş. İç mekanizması



                                                                          Boyalar


Artık yağmur durmuştu, güzel havanın ve manzaranın tadını çıkardıktan sonra indiğimiz otobüs durağından dönüş için otobüse bindik. Centraal Station'a vardıktan sonra istikamet bu sefer Yücel'in bir arkadaşının önerdiği Blue Amsterdam Cafeydi. Dam'dan Leidsepleine doğru inerken Flower Marketin karşı sokağında Kalvertoren adlı küçük bir alışveriş merkezinin en üst katında bu kafe. Manzarası muhteşem .Amsterdamı tepeden görebiliyorsunuz. Elmalı Payı da lezzetliydi.



Dinlenip sohbet ettikten sonra (Anne- babalar normalde çok fazla sohbet edemedikleri için yalnız kaldıklarında birlikte sohbet etmek de çok iyi geliyor:) tekrar Central Station'a döndük. Bu sefer istikamet Haarlemdi. Haarlem'e merkez istasyondan trenle 15 dakikada gidebiliyorsunuz. Amerikadaki Harlem ismi de Hollandadaki Haarlem'den geliyormuş :) Eskiden rüyalar ülkesinin bir kısmı Hollanda'ya aitmiş. İngilizlere satmışlar. Herhalde pişmanlardır şimdi :)
Haarlem Amsterdam'a göre daha da sakin bir yer. Sokaklar , evler çok düzenli çok güzel. Yine şehirden geçen kanallar mevcut. Amsterdam'a gitmişken mutlaka gidilip görülmeli.

Tren İstasyonu




                                                                  Şehrin girişindeki  Heykel


Haarlem'de Patatesçi . Bu boyda kola kutusu da ilk defa gördük :)



Cumartesi günü şehrin merkezinde Grote Kerk Kilisesinin hemen önünde pazar kurulmuştu. satıcıların çoğu da Türktü :)



Sokaklardaki kafeler çok güzeldi. Haarlemi biz Floransa'ya benzettik. Sakin ve düzenli olması, tarihi yapıların önündeki kafeler vs. :)


Moleen De Adrian Değirmeni.



Haarlemde neredeyse tüm sokaklara girdik. Birinden girdik birinden çıktık. Çok da sevdik.:) Akşam üstü yine trenle Amsterdam'a döndük. Vaktimiz vardı bari Vondelpark'a gidelim dedik. İstasyondan tramwayla Vondelpark'a doğru yola çıktık. Amsterdamın ulaşımı çok rahat. Tramwayın ana durağında nereye gitmek istiyorsanız oradan hangi tramwayın geçtiği bilgisini görebiliyorsunuz. Vondelpark aslında gidilmese de olurmuş. Pek bir esprisi yok bence. Sonuçta Amsterdam'da her yerde doğal güzelliği görebiliyorsunuz.


Üçüncü gün uçağımız 14:55'te olduğu için uzak bir yerlere gitmeyelim dedik. Osdorp yakınında Sloterplas gölüne gittik. Son defa güzel manzaranın huzurun tadını çıkardık :) Fotolarımızı çektirdik :)


Benden şimdilik bu kadar. Bir sonraki gezilerde görüşmek üzere :)












Hiç yorum yok:

Yorum Gönder